Bulut Bilişim

Bulut Bilişim hala bazılarına bilgisayarcıların halkın parasını almak için uydurdukları bol reklamlı bir teknoloji ya da bazıları için de sınırlı bir çevrede konuşulan üst düzey bir konu gibi gelse de aslında uzun süredir hayatımızda yer alıyor farketmesek de.

Google mailinize baktığınızda, Dropbox a dosyalarınızı yedeklediğinizde, Google Docs üzerinde bir metin belgesi oluşturup arkadaşlarınızla paylaştığınızda aslında bulut bilişimi kullanıyorsunuz.

Bulut Çeşitleri:

SaaS (Software as a Service):

Gmail ya da Google Docs'ta olduğu gibi sanki masaüstündeymiş gibi çalışabiliyorsanız SaaS (Software as a Service) yani servis olarak yazılım türünü kullanmış olursunuz. Windows üzerinde Outlook ya da Linux üzerinde Thunderbird kullananlar bir email istemcisi kullanımının neye benzediğini bilirler. Yeni kuşaklar email denilince hotmail, gmail gibi bir internet servisini anlasa da aslında SMTP protokolü ile email sunucuları ile haberleşen programlara ihtiyacınız vardı önceden. Başlarda bu yazılımların avantajları çok ise de şu an SaaS muadilleri bunların yaptığı çoğu şeyi yapabilmekte.

Ürünlerinin sürekli kırılıp lisanssız kullanılmasından bıkan Microsoft giderek ürünlerini bulut ortamında üyelik temelli çalışacak hale getiriyor. Windows 8'de hotmail şifrenizle login olmanız ya da Office 365 bunlara birer örnek. Sharepoint 2013 ile de geliştirme ortamını buluta taşıdı ve sharepoint geliştirmesi yapmak istiyorsanız Microsoft'tan bir hesap satın alıp bir uzak masaüstüne bağlanıyorsunuz. Önünüze bir IDE (bütünleşik geliştirme ortamı) geliyor ve siz burada kodunuzu yazıp çalıştırıyorsunuz. Kaydettiğiniz dosyalar hesabınızda kalıyor ve bilgisayara indirmiyorsunuz. Bir daha bağlandığınızda bıraktığınız gibi buluyorsunuz.


PaaS (Platform as a Service):

Bir web uygulamasını internete açmak istiyorsanız bunun için aklınıza ilk olarak evdeki bilgisayarınıza uygulamayı kurup statik ip aldıktan sonra bir iki firewall ayarıyla güvenliği sağlayıp sunmak gelebilir. Yalnız bu yöntemin saldırılara açık olma ve sürekli sistem güncellemeleri yapmak gibi yönetimsel pek çok sıkıntısı var. Evde elektriğin kesilmesi ya da İSS (internet servis sağlayıcı) nizin bağlantısındaki bir sorun yüzünden hizmet verememeniz de ihtimal dahilinde. Hele bir de bağlantı için ADSL kullanıyorsanız sunucunuzdan göndereceğiniz veriler upload kısmına gireceği için 16 Mbit benim kotam derken 1-2 Mbit upload hızlarına mahkum kalabilirsiniz.

O yüzden bir sunucu kiralamayı düşünüyorsunuz ama fiyat biraz tuzlu geliyor. Daha 5 kuruş kazandırmamış bir uygulama için yıllık 1000 dolar bayılmak hoşunuza gitmiyor. Bu noktada maliyeti azaltmanın bir yolu Redhat Openshift (http://www.redhat.com/en/technologies/cloud-computing/openshift) tarzı sadece  uygulamayı yükleyebileceğiniz minimal erişimi sağlayan bir platform kullanmak olabilir. Bu durumda belki başkalarının uygulamaları ile aynı makinayı ve hatta aynı JBoss uygulama sunucusunu kullanıyor olabilirsiniz ama servis sağlayıcı size bazı performans değerlerini garanti eder. Örneğin JVM'inizin 1GB Rami olacak ve işlemci gücü şu kadar olacak gibi.

Böylece daha ucuza işi kotarmamızın yanında bir de sunucu kurulum ve bakım külfetinden de kurtulmuş oluyoruz. Bize sağlanan bir web konsol arayüzüne giriş yaptıktan sonra paketlenmiş uygulamamızı yükleyip çalıştırabiliyoruz. Sizin tek yapmanız gereken paketi yüklemek. Bu da Paas (Platform as a Service) olarak adlandırılıyor. Yani doğrudan yazılımın kendisi değil ama yazılımı üreteceğimiz ortam bize veriliyor. Redhat Openshift'in ücretsiz deneme paketlerini inceleyebilirsiniz daha iyi fikir edinmek adına.

IaaS (Infastructure as a Service):

Sonra diyelim uygulamanız büyük başarı kazandı ve müşteri sayısı hızla arttı ve Paas hizmeti aldığınız firmanın sunduğu işletim sistemi ve donanım gibi imkanlar size yetmemeye bağladı ve aslında bana şöyle 8 çekirdekli 16 GB RAM li bir makinayı verseler de ben kafama göre Linux Kernelini 3.13 e yükseltsem çünkü o sürümde yeni bir özellik gelmiş; sonra bir de kenara bir yere 512 MB lık Redis cache i kursam çünkü bana verdikleri mysql statik bilgi için yeterince hızlı değil derseniz işte o zaman buna da IaaS (Infrastructure as a Service) yani servis olarak altyapı deniyor. Yazılımı üretecek ortamın çalışacağı altyapıyı da biz kuruyoruz. Güncellemelerini biz yapıyoruz. Biraz külfetli olsa da bize daha fazla esneklik sağlayabiliyor böyle bir yapı.

Bulut bilişim eski sayın bakanımızın dediği gibi kafayı yorunca kafayı yedirtecek kadar zor bir teknoloji değil. Hatta bu aralar fırsatlarla dolu bir dünya. Bir uygulama olarak son çalıştığım projede nasıl tamamen ücretsiz olarak bir sunucu ayarlayıp üzerine bir SVN sunucusu kurduğumu anlatacağım.

Yorumlar

Popüler Yayınlar